operasyon
Operasyon

Operasyon

5 Şubat 2020
Okuyucu

Biraz teorik konulara değinmekte yarar var kanaatindeyim. Zira hemen herkes bulduğu yerde konuşur oldu, söylenenleri süsleyip tekrar edenler doldu taştı. Teknik, bilgi, birikim, uzmanlık gözardı edilen hususlar haline geldi. Şimdi burada operasyon bahsini ele alacağım. Ancak Suriye’nin kaotik ortamında Rusya ve Türkiye’nin durumunu örnekleyerek konuyu inceleyeceğim. Temel soru şudur: Acaba Türk-Rus veya Türk-ABD ilişkilerinde sona mı gelindi?

Her şeyden önce “ben kimim” sorusu cevaplanmalıdır. Ben kimim, hangi zamandayım, neredeyim, amacım ne, elimde neler var, gibi sorular cevaplanır. Kendi konumunu, halini tespit edemeyenler, sınırını aşanlar, kapasitesinden bihaber olanlar, şaşıranlar, işine doğru odaklanamazlar. Bu konu her seviyedeki insan için en önemli konudur.

Hal ve şartın bilinmesi operasyonlar için önemlidir. Operasyonun çapı, etkisi ve sonrası için temel çıkış noktası yanlış olmamalıdır ki tarihin akışında çarpıklığa sebep olunmasın.

Barış, adalet, gelişme, daha iyi yarınları tesis etmek gibi olumlu amaçlar için çatışmaya girilir veya sahada bir yarış halinde koşturulur. Hiçbir şey yapmamak, bu bazen yararlıdır, ancak sürekli devinim halindeki bir dünyada, zaman ve mekan sıkıştı ise sorunlar ve çatışmalar içinden sağsalim çıkmak, çıkarken yanında başkalarını da çıkarmak mümkündür. 

Bakın Suriye’ye, kimler yok orada, öyle değil mi? Koşturanların, dostun, düşmanın sürekli değiştiği, çok dinamik bir alandan bahsetmekteyiz. Burası bugün bu halde ya, yarın başka yerlerde de göreceğiz benzerlerini ve hatta daha karmaşık olanlarını. Burada aynı anda bir düzine rakip veya hasım var ya, yarın bunlar iki düzine olacaktır, hiç şaşırmayın!

Sorumluluk ve ilgi alanı içinde kalan ülkelerin, örgütlerin, kurumları, vekillerin, anonimlerin imkan ve kabiliyetleri, hassas, zayıf ve kuvvetli tarafları ile niyeti üzerine bilgi sahibi olmak adına istihbarat yapılır. Toplanan bilgiler talep eden veya edecek olan karar vericiler tarafından kullanılır.

Operasyondan önce tehdit değerlendirmesi yapılır. Tehdidin analizi eksiksiz olmak zorundadır.

Operasyonun karar vericilerine, eğer kuvvetiniz hangi durumda nasıl kullanılırsa üstünlük sağlanır veya hedef ele geçirilir, sorusunun cevabı sunulur. Yani seçenekler vardır, karar verici bunlardan birini seçer. Hatta imkan varsa simülasyonlarla sayısız denemeler yapılır, senaryolar oynanır, belli alternatifler üzerinde sonuçlar ve intibalar elde edilir. Buralardan çıkan sonuçlar karar teklifini besler. 

Seçenekler belirlenmeden önce çalışılır, tehdidin analizine bağlı bilgilere dayanılarak neler yapabilcekleri hususunda bir değerlendirmede bulunulur. Bu bakışla, tehdidin imkan ve kabiliyeti, kuvvetli ve zayıf tarafları ve niyeti ile uygulayacağı yöntemin seçenekleri belirlenir, hasmın hangisini seçeceği liderinin veya karar vericinin karakterine göre tahmin edilir. Bütün bu tahmin çalışmalarının ne denli doğruya yakın olduğu hususu kendi seçeneklerinizin ne derece isabetli olduğuyla özdeştir.

Operasyonla ne yapılır? Hasmın güçlü yönlerinden kaçınılır, zayıf taraflarından istifade edilir. Hassas yönleri ise istismar alanlarıdır, buna göre bir plan yapılır. 

Operasyon planında yöntem ve uygulanacak etki nasıl olur? Birini veya bir yeri almak, kurtarmak, saldırmak, korumak, kılcal damarlara baskı uygulamak, tempoyu giderek artırmak, şaşırtmak, yaptırıma maruz bırakmak, oyalamak, zaman kazanmak, yıldırmak… Zamanında, doğru yerden ve doğru kuvvetle, neredeyse sıfır kayıpla, kimseye belli etmeden işinizi yapmak da bir usuldür; alenen caydırmak, vazgeçirtmek, ezmek geçmek de söz konusu olabilir. Bunlar liderlik ve karar konularıdır.

İstismar etmenin amacı güçlüyü zayıflatmak ve hazır lokma haline getirmek de, doğrudan hedefi içten içe çökertmek de olabilir. İstismar için örtülü birçok usul kullanılır. Kuvvetinizi hukukla, medyayla, ticaretle, teknolojiyle, sanal alemle dahi uygulamanız mümkündür.

Gelelim gerçek şartlara. Bugün Rusya Suriye’de mi? Evet. Esad davet etmiş gelmiş… Rusya bu kaotik ortamdan sonuç itibarıyla “en fazla fayda bulacak şekilde çabasını mümkün mertebe sürdürmeyi” kendi operasyonunun yöntemi olarak belirlemiş haldedir. Kime karşı uygulayacak bu yöntemi? Asıl rakibi Amerika elbette. Amerikayı gözetmeden bir adım bile atmaz bu dünyada. Sonra? Bölgede var olan ve olma ihtimali bulunan taraflarla. Kim veya nedir bunlar? Türkiye, İsrail, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa gibi olanlar bir grup. Terör örgütleri, YPG, HTŞ, DAEŞ, El Kaide uzantıları, Esad’a muhalif gruplar ve ılımlılar başka bir grup. Rusya Suriye’deki çabasını ancak Esad varken sürdürebilir, sonrası yeni planlar yapmayı gündeme getirir. Eğer Esad kendi aleyhine kullanılacak olursa, bu kez inisiyatifi başkasına kaptırmadan, hemen gerekli değişikliği yapar ve kontrolü elden bırakmamayı düşünür. Hasım veya rakiplerini istismar ederken, zamanın getirdiği her durumu kendi avantajına çevirip süreci de istismar eder.

Şimdi Rusya, Türkiye ile bir yol ayrımına mı girdi sorusuna bakalım. Suriye’de bir yandan diyalog sürerken ve taraflar kendi imkanları ile operasyonlarını sürdürürken, diğer yandan farklı kazanımlar veya amaçlar elde edilebilmesi de mümkün konulardır. Ancak Türk ve Rus ilişkilerinin bütününde ise projeler devam ettirilir. Başka rekabet ortamlarındaki operasyonlarda da belli oranlarda ters düşülebilir. Bunların her biri kendi içinde dosya açılıp takibi yapılacak konulardır. Nihai olarak “ipler koptu” denemez.

Türkiye çok meşru nedenlerle Suriye’de, burada sınırlarını korumakla, Suriyeli sığınmacıları evlerine döndürebilmekle, terörü yok etmekle ilgileniyor. Kimlere rağmen ve kimlerle birlikte bu süreci yönetiyor? Bakın, dinamik ortamda bulunulduğunu unutmamak gerekiyor. Bir yerden fotoğraf çekerek tespit yapmak başka bir konu, her bir durumu kapsayarak sonuç almak başka bir konudur.

Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı, mealen söylüyorum; Rusya Suriye’de garanti verdiği işleri yapmıyor dedi ve bu şartlarda ben kendi işime bakarım şeklinde de ekledi. Şimdi durum bu mudur? İşte iç içe geçmiş operasyonlar bunu açıklar. Her bir dosya kendi içinde hedefler barındırmaktadır. Ama hepsinin bir bütün olarak açıklaması, “Türkiye bekasına yönelik tehditleri savuşturacaktır,” bağlamındaki ifade ise asla akıllardan çıkarılmayacak bir konu budur.

Rusya’nın Suriye’de bir beka arayışı var mı? Yok. Rusya nüfuz, kazanım peşinde ve asıl rakibi Amerikayı jeostratejik alanda markajda tutmak adına faaliyetini sürdürüyor. Türkiye’nin ise Suriye bağlamında konusu bekadır. Bakın, aynı cümleleri Libya için dahi kurmak mümkündür. Hatta bir adım daha ileri gidip bakalım, Rusya’nın paralı asker Wagner ile Hafter’i destekleme dosyası bile bu bakışla açıklanabilir bir konudur. Hiçbir şeyi bir diğeriyle karıştırmamak gerekir. Üstelik Rusya’nın Wagner’in masraflarını Birleşik Arap Emirlikleri’ne ödetmesi bile başka bir plan olarak görülmelidir.

Bütün bunlara bakarak açıklayalım, Türkiye düne kadar operasyon yapmak adına sürdürdüğü çabalarda daha kısır bir vizyona ve bakış açısına sahipti. Yetenekleri de buna bağlı idi. Evvela durumu tespit etti ve belli yapısal değişiklikleri gerçekleştirdi. Güvenlik birimlerinin insan kaynağı, Askerlik Yasası, Milli İstihbarat Teşkilatı, Savunma Sanayii gibi konuları ele aldı. 2015 yılından bu yana ise stratejisini değiştirdi ve başka ülkeler, rakipler ne yapıyorsa aynısını yapmaya başladı. Suriye özelinde ise Suriye Milli Ordusu ile birlikte hareket etme yolunu seçti ve zaman içinde tesis etti. Benzer biçimde Doğu Akdeniz’d ve Libya’da da operasyonlarına ayrı dosyalar açtı, hedefler belirledi.

ABD ve Türkiye ilişkileri Rusya’dan farklı mı? Temelde aynı. Dosyalar farklı. Türkiyenin bundan böyle vizyonu buna göre değişmiştir, dosta ve düşmana bakış açısı “operasyonel” haldedir.

Bu cümleden hareketle Türkiye her alanda bir dosya açar ve operasyon yapar. Böyle düşünmek yanlış değildir ve hatta gereklidir de. Suriye, Libya, Katar, Somali gibi Filistin bahsinde bile bazı gelişmeler için operasyonlar değişik biçimlerde hazırlanıp, uygulaması sürdürülebilir. Her yönde bu dinamizme alışmak gerekir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

idlibde-ateskes-ihlali-mi
ÖNCEKİ YAZI

Güç Boşluğu

turkiyede-gelenek-donusum-ve-politika
DİĞER YAZI

Erdoğan Esad dedi!

Genel 'ın son yazıları

205 views

NATO, ABD, Türkiye ve Yunanistan

ABD, 40 adet F-16 Block 70 savaş uçağı ve 79 mevcut F-16 uçağına ait modernizasyon kitlerinin Türkiye'nin talep ettiği V-Konfigürasyonuna 23 milyar dolar karşılığında olası satışını onayladı. Aynı zamanda Yunanistan'ın 8,6 milyar dolara 40 adet F-35A uçağı satılacak. ABD kendi hesabına göre bir "denge" mekanizmasını işletmeye devam ediyor. NATO ise memnun. NATO'nun düşmanları bu durumdan pek memnun olmayabilirler.
996 views

Politik Merkez Podcast Yayını

Analiz edilen konularda güncel gelişmelerin üzerinde durulmakta ve yorumlara yer verilmektedir. Konuların hangi alanlarda kapsandığı da işaret edilmektedir. Politik konularda daha çok incelenmiş düşünceler ve öneriler yer alır.
suriyede-hareket-tarzi 2.2K views

Suriye’de Hareket Tarzı

TSK ileri yığınaklanma ile harekat üssünü tesis etmiştir. Bölgede caydırıcılık adına çok önemli bir faaliyet sürdürmektedir. Bu caydırıcılığın hareket tarzı operasyoneldir, zorlayıcıdır ve sonuç alıcıdır. Öne çıkan esneklik, dinamiklik, emniyet, teksif ve taarruz harp prensipleriyle sahada önemli bir ders vermektedir. Korkusuzca temeli insani olan bir harekatı sürdürmekte ve bu yönüyle harp tarihine bir sayfa eklemektedir.
gerilmeler 2K views

Gerilmeler

Soğuk Savaş ile yeni küreselci-ulusalcı veya Çin'i kontrol altında tutma dönemi mukayesesiyle ilgili bir analiz yaptık. Parametreleri ortaya koyduk ve örnekler verdik. Bekli daha uzun uzadıya tartışmamız da gerekecek. Belki denecektir ki; "Bütün bunlar normal, dünya hali!" Ama kayıplar göz önüne alınırsa beklenti şöyle, biri dur diyemeyeceğine göre, hakim güç veya güçler her kimlerse, kendileri akıl edip yavaşlatacaklar tempoyu, bu baskıyı, gerilim konusunu.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme